İranlı taraftarlar, İngiltere ile oynanan Dünya Kupası maçı öncesi tribünlerden Mahsa Amini yazılı formalarıyla kadraja yakalandı.
İranlı oyuncular, İngiltere ile oynadıkları açılış maçında Galler ile Cuma günkü Dünya Kupası maçında milli marşlarını söylediler.
İran hükümetine karşı protestoları açık bir şekilde desteklemek için Pazartesi günü Khalifa Uluslararası Stadyumu’nda sessiz kaldılar. Cuma günü oyuncular marşa katılırken İranlı taraftarların yüksek sesle yuhalamaları stadyumdan duyulabiliyordu.
İran’daki kitlesel protestolar son aylarda sert bir darbe ile karşılandı. Bunlar, başörtüsüyle ilgili katı kuralları çiğnediği iddiasıyla ahlak polisi tarafından gözaltına alınan 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin Eylül ayında gözaltında ölümüyle alevlendi.
Galler’e karşı tribünlerdeki bir kadın gözlerinin altına boyanmış koyu kırmızı gözyaşları ve üzerinde “Mahsa Amini – 22” yazılı bir futbol forması tutarken, yanındaki bir erkeğin üzerinde “kadın, yaşam, özgürlük” sloganı var. Gerçek adını kullanmak istemeyen Ali, stadın dışında Farsça “kadın, yaşam, özgürlük” yazılı protesto sloganıyla tişört giyerek yanıma geldi. Milli takımını izlemek için Tahran’dan Doha’ya gitti. “Her gün protestoya gidiyoruz ama rejim daha büyük ve daha fazla güce sahipler, silahları var. Bizim ellerimiz yok” dedi. Ali bana protestocuların umutlu olduklarını ancak “korktuklarını” ve kendilerini “yalnız” hissettiklerini söyledi ve dünyanın geri kalanından desteğe ihtiyaçları olduğunu ekledi.
Milli takım çok fazla baskı altına girdi ve protestocuları yeterince desteklemediği için eleştirildi. Ali, onların iyi olmasını istese de takımı desteklemenin veya futbola odaklanmanın “çok zor” olduğunu söyledi. Şöyle dedi: “Kardeşlerimi kanlar içinde sokakta [gördüğümde] nasıl konsantre olabilirim? Nasıl mutlu olabilirim?”
Bu haftanın başlarında İran kaptanı Ehsan Hajsafi, ülkedeki durumun “çok kötü” olduğunu ve insanların “mutsuz” olduğunu kabul etti. Ayrıca ölülere haraç ödedi. Ancak Perşembe günü maç öncesi basın toplantısında Mehdi Taremi, ülkesinin durumuyla ilgili herhangi bir soruya katılmayı reddetti.
İranlı oyuncular zor durumda. Dünyanın en büyük sahnesinde durarak, hükümet karşıtı protestocuların öldürüldüğü ve tutuklandığı derin bir siyasi kargaşa içindeki bir ülkeyi temsil ediyorlar. Protestocuları desteklemek için daha güçlü bir duruş sergilemeleri istendi, ancak ne söylerlerse veya yaparlarsa yapsınlar, muhtemelen evlerinde sonuçları olacaktır. Bu arada oyunculara futbol sahasında kazanma ümidiyle iyi performans göstermeleri için önemli bir görev düşmektedir.
İnsan hakları aktivistleri, İran güvenlik güçlerinin baskısında 400’den fazla protestocunun öldürüldüğünü ve 16.800 kişinin tutuklandığını söylüyor. İranlı liderler, protestoların ülkenin dış düşmanları tarafından düzenlenen bir “kaos” olduğunu söylüyor.
Cuma günkü maç öncesinde İranlı forvet Mehdi Taremi, İngiltere’ye karşı milli marşı söylemedikleri için oyuncuların “baskı altında olmadığını” söyledi. Gerçek şu ki, biz buraya futbol oynamaya geldik, sadece biz değil, Katar’daki tüm oyuncular buraya futbol oynamaya geldi” dedi.
“Hiçbir şeyi değiştiremem; benim gibi binlerce insan hiçbir şeyi değiştiremez.”
Portekizli İran teknik direktörü Carlos Queiroz, düzenlediği basın toplantısında Taremi’nin yanına oturarak, “Bu soruları sormaya hakkınız var ama benim hissettiklerim normal olsa bile tuhaf. Bir dünya vatandaşıyım. Neredeyse yoksunuz” “Aynı şeyi diğer teknik direktörlere ve diğer milli takımlara sormayın, onların evinde çok sorunları olduğunu ve dünya çapında bir çok soruna neden olduklarını bile bile.”